Amaç: Bu öğrenme faaliyeti içerisinde, sizlere gerekli ortam sağlandığında çalışma alanı düzenlemelerini yapabileceksiniz.
Araştırma:
Günümüzde sıkça kullanılan sunu hazırlama yazılımlarının isimlerini araştırınız.
Sunu ve slayt arasındaki fark nedir? Araştırınız.
Çevrenizde önceden hazırlanmış sunuları bulup inceleyiniz. Sınıfta bulmuş olduğunuz sunuları arkadaşlarınızla paylaşınız.
Çalışma Alanı. Sunu hazırlama yazılımını başlattığımızda karşımıza açılan ilk pencereye. Çalışma Alanı‖ denir. Çalışma alanının görüntüsünü ve içerisinde yer alan bölümleri aşağıdaki şekil üzerinden inceleyelim.
Slaytlar renk, grafik, fotoğraf ve çizim kullanmak için mükemmel araçlardır ve küçük, orta ya da büyük dinleyici topluluklarında gayet iyi iş görürler. Slaytlar kullanırken ışıkların söndürülmesi gerekir. Dolayısıyla konuşmacı akışı kesmeden sunuşu bu duruma uydurmalıdır. Slayt göstericisine alışkın olmanız halinde slaytlar daha etkili olacaktır. Bazı slayt projeksiyonlarında görüntüyü yavaş yavaş yok etme ya da ortaya çıkarma, otomatik ileri alma ve ses senkronu yapma gibi özellikler bulunur. Dinleyiciler için kullanacağınız slayt projeksiyonunu deneyerek sunuşun provasını yapmalısınız. Işıkların açılıp kapanması sırasında dinleyicilerin dikkati dağıtacağından dolayı, konuşmacı bu anlarda akışı nasıl koruyacaklarını planlamalıdır. Görsel araçlar dinleyicinin dikkatinin konuşmacı ile gösterilen şekil arasında böldüğü için, her zamankinden daha yüksek sesle konuşulmalıdır. Bu dinleyicinin dikkatinin mesaj üzerinde toplanmasına yardımcı olur.
SUNUŞ KAYGISI VE KAYGIYLA BAŞA ÇIKMA. Sunuş kaygısı ve heyecanı, hemen herkesin bir şekilde yaşadığı veya en azından başkalarında gözlemlediği bir konudur. En deneyimli ve başarılı konuşmacılar bile, ilk sunuşlarında ne kadar heyecanlandıklarından, seslerinin nasıl titrediğinden bahsetmektedirler. Sunuş veya konuşma becerisi, deneyim kazandıkça gelişen bir beceridir. En iyi konuşmacılar bile sunuşlarına hazırlanma ihtiyacı duyarlar. Bir topluluk önünde konuşma yapmaya ilişkin duyulan endişe ve gerginliğe konuşma fobisi adı verilmektedir. Başarılı sunumların önündeki engellere ilişkin çok sayıda yanlış inanç ve varsayımlar bulunmaktadır. Bu yanlış inanç ve varsayımlar şu şekilde ifade edilebilir: - Konuşmacı doğulur, olunmaz. - Başka konuşmacıları örnek almak (taklit etmek) gerekir. - Sahne korkusunun üstesinden gelemezsiniz. - Yazılı metni okumak daha iyidir. - Etkili olabilmek için sunuşlar ezberlenmelidir. - Sunuşların etkileyici olabilmesi için resmi olması gerekir. Sunum korkusunun kişilerde fiziksel ya da bedensel yansımaları birbirinden farklılıklar gösterse de genelde benzer tepkilerin meydana geldiği görülmektedir. Sunum korkusu, aslında bedenin olağan dışı durumlara verdiği tepkiler ile aynıdır. Kişi heyecanlandığında, korktuğunda, tedirgin ve endişeli olduğunda, güvensizlik hissettiğinde sunum korkusu ile aynı tepkileri vermektedir. Bunun temel nedeni, kişinin kendisine göre herhangi olumsuz bir durumla karşı karşıya kalması söz konusu olduğunda kontrolünü yitirmesi, becerilerinin yararsız hale gelmesi, düşünme yetisinin azalması, sinir sisteminin adeta denetim dışı kalması olabilmektedir. Tüm bunlarla ilişkili olarak da kişinin öncelikle soluk ritmi bozulmakta, daha sık nefes alıp vermekte hatta bazen sesli bir biçimde nefesini dışarıya vermeye ihtiyaç duymaktadır. Ses kirişlerini harekete geçiren havanın akış ritmi ve yoğunluğu da düzensizleştiği için, seste titreme, kısılma ya da boğazda tıkanıklık meydana gelebilir. Bunlar da kişinin ses tonunu kontrol edememesine, sesinin yüksek ya da alçak çıkmasına neden olabilir.

Sunum korkusunu giderebilmek için uygulanması gereken yöntem ve öneriler:
- Hazırlık ve prova yapmak,
- Heyecanı avantaja dönüştürmek,
- Korkuyu tanımlamak,
- Zihinsel bir tutum oluşturmak,
- Hayal etmek,
- Nefes alma egzersizleri yapmak,
- Fiziksel belirtilerle baş etmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder